Kanada’nın Pozitif ve Negatif Yanları
Kanada‘nın Pozitif ve Negatif Yanları
Olumlu Yanları
. Yaşam standartlarının yüksek olması
. Arkadaş canlısı ve toplumsal insanlarının bulunmasi
. Gelişmiş olanaklarına sahip, sağlam bir ekonomisinin olması
. Çok çeşitli naturel güzelliklere sahip olması
. Toplumsal hizmetlerin ileri düzeyde olması
. Suç işleme oranının düşük düzeyde olması
. Sosyal hayatın çok hareketli olması ve Türkiye’den daha az sınıf ayrımının görülmesi
Negatif Yanları
. Vergilerin oldukça yüksek olması
. Bürokrasinin çok fazla olması
. Ülkenin büyük bir bölümünde yaşanmış olan soğuk kışlar
. Nüfusun az olması
. Taşra görüntüsüne haiz olması
. Göç ederken zorluklarla karşılaşılabilme.
Son on yılda hazırlanmış Birleşmiş Milletler İnsan Kaynaklarını Geliştirme Raporlarında yer alan kırk göstergeye nazaran (insan ömrü, gelir düzeyi, eğitim) Kanada dünyada yaşanılabilecek en mükemmel yerlerden bir tanesi. Yüzbinlerce göçmen de dahil olmak üzere Kanadalı’ların çoğunluğu çok uzun süre önce zaten bu kanıya varmıştı. Yedi milyondan fazla insan İkinci Dünya Savaşından sonra Kanada’ya göç etti. Ve bugünkü nüfusun %22 ‘si de Kanada dışında doğanlardan oluşuyor.1962 senesinde devlet ırka dayalı, özellikle de İngilizlere imtiyaz tanıdığı olan göç kanunlarını kaldırdı. Bu tarihten sonra Kanada’ya göç eden İngilizlerin sayısında bir düşüş yaşandı. Bunun yerini Çin’den, Kore’den, Tayvan’dan ve Hong Kong’dan göç edenler aldı. Buna karşın onlarca yıl süren İngiliz göçlerinin izlerini görmek mümkün. Nüfusun % 28’i İngiliz kökenli ve Kanada’da ikamet eden ortalama 800.000 kişi de İngiltere doğumludur.
1994’te Kuzey Amerika Serbest Ticaret Birliği’nin ( NAFTA )geliştirilmesiyle da Amerikan yurttaşlarının Kanada’da çalışabilmeleri daha basit hale geldi. Bugün binlerce Amerikalı uzun yıllar hatta tüm yaşamları boyunca Kanada’da yaşayıp, çalışıyorlar.
Kanada göçmenlik mevzusunda izlediği siyaset sık sık değişmekte ve en son gelişmeler Kanada’da çalışmak isteyenler için son derece uygundur. Önümüzdeki on yılda da devlet yılda ortalama 300.000 göçmen çekebilmeyi umut edmektedir. Bu göçmenlerin %60 ‘ının da vasıflı işçi, iş sahibi veya yatırımcı olmasını tercih ediyor. Asya’dan göç eden ailelerin sayısı %25’in altına düşerken sığınmacılar yeni gelenlerin %10’unu oluşturuyor. Kanada’ya giriş izni alabilmek için adeta bir yarış söz mevzusu. Fakat yine de 2000 ve 2015 yılları arasında başvurular %50 arttı. Kanada göç konusunda izlediği politika gereğince İngilizce ya da Fransızca konuşanları tercih ediyor. Göçmenler, İngiliz olsun, Türk olsun, Amerikalı,Hint yada Çinli olsun arkadaşça karşılanıyorlar. İki kültürün de tesirinde kalmış topluma ve azınlık topluluklarına hemen kabul ediliyorlar.
Bir Kanadalı’ya hakaret etmenin en rahat yolu ona Amerikalı olup olmadığını sormaktır. Her Kanadalı turist bavuluna dev gibi Kanada bayrakları asar ya da Kanada rozetleri takar ki böyle bir yanlış anlaşılmaya mağruz kalmasın. Ama genel anlamda bu pek işe yaramaz. Çünkü Avrupalılar olsun, Amerikalılar olsun pek çok kimse Kanadalı’ların yalnız kalın paltolu Amerikalılar olduğunu düşünüyor. Kanada’nın ulusal kimliği daha çok güneydeki güçlü komşusundan kendisini farklı kılabilme arzusundan dünyaya gelmiştir.
ABD ticarette Kanada’nın bir numaralı ortağıdır. Kanada’nın ihracatlarının % 75 ‘inden fazlası ABD’ye gitmektedir. Ayrıca ithalatlarının %70’ini de ABD karşılamaktadır.
Kanada’da Amerikan kitapları , dergileri okunur , Amerikan filmleri seyredilir. Fakat gene de Amerikan kültürünü küçümsemektedirler. Kanada’nın avantajları bellidir. Ülkede daha az suç işlenmekte ve daha az zaruret görülmektedir. Askeri güçleri Amerika şeklinde savaş yapmakta değil, barışı korumada uzmanlaşmıştır. Ek olarak Kanada tarihinde Amerikan tarihindeki benzer biçimde kölelik yada medeni hakları kazanabilmek için yapılan harplara rastlanamaz. Fakat yine de bugünkü camiasında birtakım problemler görülmektedir. Kanada yurttaşları dünyayı yakından izlemektedirler. Amerikalılar şeklinde bilgisiz ve kibirli değildirler.
Komşu ülkenin gücü yüzünden arka planda kalmış her ülke benzer biçimde Kanada’da bir çeşit milliyetçilik ve savunmacılık hakimdir. Gururla kendi ülkelerinin farklı olduğunu savunurlar . Amerika’nın zenginliğini ve sunduğu fırsatları imrendiklerini inkar ederler. Gene de Kanadalılar göç ettiklerinde, genelde büyük bir çoğunluk Amerika’ya gider. NAFTA vizesi alabilmek için yapılan başvurular incelendiğinde 2000 senesinde 62.000 Kanada’lının ABD’ye göç ettiği görülmüştür. Sadece göç edenlerin üçte biri on sene içinde geri dönmüştür. Belki de yaşam kalitesi için yüksek ücretler ve düşük vergilerden daha fazlasının gerekli bulunduğunun farkına varmışlardır.