Kanada Tarihçesi
Bugünkü Kanada topraklarının en eski halkları, yaklaşık 20.000 ile 35.000 yıl önce Bering Boğazı yoluyla Kuzey Asya’dan geldikleri sanılan Amerika Yerlileri ile Kuzey Kutbu çevresinde yaşayan Eskimolardır.
İngiliz, Fransız, İspanyol ve Portekizli denizciler 1500’lerde balıkçılık amacıyla Newfoundland açıklarına seferler düzenlemeye başladılar. İspanyol iddialarına karşı haklarını güvence altına almak isteyen Fransa 1541’de Quebec çevresinde kalıcı yerleşimler kurmaya yöneldi. Nouvelle France (Yeni Fransa) olarak adlandırılan topraklarda yerleşimi özendirmek için özel kumpanyalara kürk ticareti ayrıcalıkları tanındı.
Nouvelle France’ın bir özel mülk kolonisi olmasına karşın 1664’te koloniyi tahta bağlı bir ile dönüştürdü.
1690’larda Hudson Körfezi’ndeki İngiliz ticaret merkezlerini ele geçiren Fransız koloniciler İspanya Veraset Savaşı’na (1701-1714) bağlı olarak Amerika’da patlak veren Kraliçe Anna Savaşı (1702-1713) sırasında bu yerleri ellerinde tutmayı başardılar. Ne varki Avrupa’da savaşın yitirilmesi üzerine imzalanan Utrecht Antlaşması’yla (1713) körfezden çekildikleri gibi Acadia’nın bulunduğu Nova Scotia ile Newfoundland’ı da İngilizlere bırakmak zorunda kaldılar.
Savaşı izleyen barış döneminde yeni kaleler ve ticaret merkezleri kuran Fransız koloniciler batıdaki yerlilerin direnişini kırarak daha geniş bölgeleri kürk ticaretine açtılar.
Paris Anlaşması’yla (1763) Missisipi’nin doğusunda kalan bütün Fransız toprakları resmen İngiliz yönetimi altına girdi.
İngilizler Kanada’nın Kuzey bölgelerinden ayrılarak Quebec adıyla bir koloniye dönüştürdükleri Nouvelle France topraklarını, meclis toplama yetkisi bulunan bir vali yönetimine bıraktılar. 1774’te çıkarılan Quebec Yasası’yla koloninin Sınırları Ohio ve Mississipi’nin ötesindeki toprakları kapsayacak şekilde genişletildi. Aynı yasa uyarınca bağlılık bildirme koşuluyla Fransızların da yer alabileceği, üyeleri atamayla belirlenen bir meclis oluşturuldu. İngilizce’nin yanı sıra Fransızca’nın da resmi dil olması ve Fransa medeni hukukunun uygulanması da kabul edildi
Amerikan Bağımsızlık Savaşı boyunca Quebec İngiliz yönetimine bağlı kaldı.
İngiliz Parlamentosu’nun 1791’de kabul ettiği Kanada Yasası ile koloni Fransızların çoğunlukta olduğu Aşağı Kanada ve İngilizlerin çoğunlukta olduğu Yukarı Kanada biçiminde iki eyalete ayrıldı.
İngiliz tüccarlar ve askerler Amerika Birleşik Devletleri sınırı tarafından gelen göçmenlerin yerli topraklarına yerleşmesini önlemek için, yerlileri kışkırtma yoluna gitti. Bölgedeki çatışma, deniz ticareti üzerindeki İngiliz kısıtlamalarından dolayı gerginliğin savaşa dönüşmesinde önemli rol oynadı. 1812 Savaşı sonrası 1814’te yapılan anlaşmayla savaş öncesi koşullara dönüldü. Savaşı izleyen dönemlerde yapılan görüşmelerde büyük ölçüde Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri sınırı çizildi.
1841’de çıkan Birlik Yasası’yla Aşağı ve Yukarı Kanada tek bir koloni olarak birleştirildi, birlik çok geçmeden federal bir yapı kazandı. 1848’de İngiliz Kuzey Amerikası’ndaki koloniler özerk bir yapı kazandı.
Kanada iç siyasetindeki kutuplaşma ancak 1860’larda yumuşamaya başladı. Kanada’da Fransızların desteklediği Liberal-Muhafazakâr parti ile İngiliz seçmenlere dayan Reform Partisi’nin kurduğu ilk koalisyon hükümetinin önayak olduğu konferanslar, kolonilerin genel bir federal birlik konusunda anlaşmaya varmasını sağladı. Geniş toprakların savunma yükünden kurtulmak isteyen İngiliz Hükümeti bu anlaşmayı hemen onayladı. 1897’de bir araya gelen Nova Scotia, New Brunswick, Doğu Kanada (Quebec) ve Batı Kanada (Ontario) Kanada Dominyonu’nu oluşturdu. Prens Edward Adası 1873’te Dominyon’a katılırken Newfoundland bağımsız bir koloni olmayı seçti ve 1949’a kadar bu konumunu sürdürdü.
Quebec’te Fransız kökenlilere eğitim, hukuk ve dil alanında tanınmış olan haklar korunarak Manitoba adında küçük bir eyalet oluşturuldu (1870). Bölgenin büyük bölümü Kuzeybatı Toprakları adıyla federal yönetime bağlı bir yapı altına alındı. Ertesi yıl ülkenin batısında bulunan İngiliz Kolombiyası kolonisi de yeni bir eyalet olarak Kanada’ya bağlandı.
1898’de Yukon Toprakları ayrı bir birim haline getirildi, 1905’te Kuzeybatı Topraklarının bir bölümü üzerinden Alberta ve Saskatchewan eyaletleri oluşturuldu.
1911’de muhafazakâr hükümet İngiltere’nin dış politikasında Kanada’ya söz hakkı verilmesini sağlamaya yönelik bir politika izledi.
- Dünya Savaşı sırasında milis kuvvetlerini düzenli orduya dönüştürerek İngiltere’nin yanında etkin bir biçimde yer alan Kanada, 1917’de “İmparatorluk Kabinesi”nde temsil edilme hakkını elde etti. Bu adım dış politikada önemli bir dönüm noktası oldu. Kanada’nın savaş sonrası anlaşmalarına imzacı devlet olarak katılması ve Milletler Cemiyeti’ne üye olması bu gelişmeyi daha da pekiştirdi.
1931’de Kanada Westminster Tüzüğü’yle İngiltere tahtına bağlı egemen bir devlet olarak tanımlandı.
- Dünya Savaşında Kanada çarpışmalara doğrudan katılmak zorunda kaldı. Savaş sırasında müttefik ülkelere büyük miktarda hammadde, gıda ürünleri ve mamul malları gönderilmesi Kanada sanayisinde önemli bir sıçrama yarattı. Savaşla birlikte Kanada silahlı kuvvetleri ileri ve gelişkin bir kurum durumuna geldi .
1950’lerin sonunda Yerliler ve Eskimo’lara kendileriyle ilgili konularda söz sahibi olma ve seçime katılma gibi haklar tanındı.
Federalizmin güçlü savunucusu olan Fransız asıllı Pierre Elliot Trudeau 1968 seçimlerinden kesin zaferle çıktı. Trudeau Resmi Diller Yasası (1968) ile iki dil ve iki kültüre dayalı bir sistemin yolunu açtı.
Trudeau yabancı sermaye yatırımlarına sınırlamalar getirdi. Mart 1982’de İngiltere Parlamentosu’ndan geçen Kanada Yasası’yla Kanada’nın resmen bağımsızlık statüsü kazanması sağlandı.
Kanada Hükümeti, Amerika Birleşik Devletleri ile Ocak 1988’de Amerika
Serbest Ticaret Anlaşması’nı imzaladı.
Quebec 1982’de federal sistemi yeniden düzenleyen anayasal değişikliklerini onaylamayı reddederek özel statü talebinde diretti .
1994’te Meksika’da NAFTA üyeliğine kabul edildi. 1995’te, Quebec’te yapılan referandumu bağımsızlık karşıtları kazandı. 1998’de yapılan eyalet seçimlerini Quebec’te bağımsızlık yanlısı olan Quebec Partisi kazandı. 1998’de Kanada Yüksek Mahkemesi Quebec’in tek yanlı bir kararla bağımsızlık ilan etme hakkının olmadığına karar verdi.
Aralık 1999’da Kuzeybatı Toprakları’nın bir bölümü Nunavut Toprakları adıyla ayrı bir bölge statüsü kazandı